Hızla artan nüfus ve kişi başına düşen enerji kullanımı sebebiyle küresel enerjiye olan talep her geçen güç artıyor. Enerji tüketimlerinde seyredilen bu hızlı artış karbon emisyonlarının artışına da neden oluyor. İklim değişikliklerini önlemek ve azaltmak için de emisyonlarda azaltma ve bu anlamda yenilikler yapılması gerekiyor. Günümüzde bu konu ile alakalı pek çok çalışma yapılıyor ve alternatifler sunuluyor. Karbon yakalama ve depolama tesisleri kurulması, rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerji kullanımı ya da tüm bu teknolojilerin bir kombinasyon haline getirilerek birlikte kullanılması gibi çözümler ortaya atılıyor. Ancak bu seçenekler her ne kadar CO2 emisyonlarını %80 ile %90 arasında azaltabilecek olsa da mevcut güç üretiminden daha fazla yoğun metal içerir. Bu durumda da kullanılan teknolojilerden bağımsız olarak mukavemet ve korozyon direnci birleşimi ile nikel alaşımlara ihtiyaç duyulacaktır.
Neden Nikel?
Nikel bu zorlu ortamların her birinde bulunması gereken önemli bir parçadır. Nikel içeren
paslanmaz çelikler ve nikel alaşımları yenilenebilir enerji üretiminde ihtiyaç duyulan önemli parçalardır. Nikel temiz gücün küresel ısınma ile mücadeleye girmesinde merkezi bir parçadır ve büyük rol oynar. CCS karbonu yakalar ve çevre yayılmasını önleyecek bir şekilde sabitler. Karbon sabitleme işleminin gerçekleşebilmesi için yüksek nikel alaşımları ve nikel içeren paslanmaz çelik kullanılması gerekir. Bu şekilde yönetilen aşındırıcı en iyi etkiyi verir ve yüksek basınçlı atmosferi ve son derece yüksek sıcaklıkları içerir.
Günümüzde kullanılan enerji karışımlarına oranla, gelecekte oluşacak enerji talepleri ve düşük karbon zorunluluğunu karşılayabilmek için nikel kullanımı mecburi hale gelecek. Nikele olan talebin bu denli artmasıyla nikel madenciliği ve nikeli rafine edebilmek için ek enerji kullanımı en üst noktalara ulaşacaktır. Nikelin en büyük özelliği asla tükenmiyor ve yok olmuyor olmasıdır. Nikel geri dönüşüm ile nesilden nesle aktarılabilir bir malzemedir, tükenme gibi bir ihtimali yoktur. Yüzyıllar boyunca kullanılabilir ve yenilenebilir. Şu an yapılan çalışmaların sonuçlarına göre 2050 yılına gelindiğinde nikele karşı olan talebin günümüzden yaklaşık %250 daha fazla olması beklenmektedir.