Günlük hayatta, çok çeşitli alanlarda paslanmaz çelik kullanılır. Bugün kullandığımız birçok teknolojik ve dekoratif eşya,
paslanmaz çelik içerir. Peki, paslanmaz çelik günümüze gelene kadar nasıl süreçlerden geçti? İlk olarak nasıl keşfedildi veya icat edildi? Paslanmaz çeliğin tarihçesi nedir? Detaylara birlikte bakalım.
Paslanmaz çeliğin ilk üretildiği yıllar, 1800’lü yıllar olarak karşımıza çıkar. Bilim İnsanları Storrad, Farraday ve Berther; 1800’lü yılların henüz başındayken, demir-krom homojen birleşiminin dayanıklı olduğunu tespit ettiler. Fakat çelik, krom oranı düşük olduğundan paslanmaya karşı beklenilen direnci sağlayamıyordu. O yıllarda üretilen hemen hemen her malzemede sorunlar yaşanmış ve paslanmalar meydana gelmişti çünkü nihai karbon oranına bir türlü erişilemiyordu. Çelikler, çok eski zamanlardan bu yana kullanılıyor olsa da, korozyon problemi her zaman büyük bir sorun olarak insanların karşısına çıkıyordu. Geçmişte insanlar, çeliğin korozyon direncini az da olsa artırabilmek amacıyla, çeliğin içerisine fosfor ve benzeri maddeler dahil ediyorlardı. Elbette, hiçbir zaman yeterli olmadı. Fosfor olmayınca başka element, başka ve yine başka element… İnsanlar birçok elementi çeliğin korozyon direncini artırmak için ekledi fakat istenilen sonuca hiçbir zaman ulaşamadı.
İlk Paslanmaz Çelik Ne Zaman Yapıldı?
Paslanmaz çeliğin bilinen ilk patenti, İngiliz Bilim İnsanları M. Woods ve J. Clark tarafından, 1872 yılında alındı. Birçok denemeye rağmen başarı elde edemeyen insanlar, bu iki bilim insanının başarısını hayret ve merakla izliyordu. ‘’Acaba içerisine ne kattılar? Nasıl başardılar? Neyi unutmuş olabiliriz?’’ diye düşünüp durdular. Woods ve Clark, ürettikleri paslanmaz çelik malzemede %30 ile %35 arasında krom ve %2 oranında tungsten eklemişlerdi. Bu, üretilen ilk paslanmaz çelik malzemeydi. Bu malzeme, bazı asit ve yağmur sularına karşı belirli ölçüde direnç gösteriyordu fakat yine de beklenilen direnç seviyesine gelemedi. Hala eksiği vardı… Yine de, elde edilen bu malzemeyle birlikte çeliğin paslanmaz hale getirilmesi ile ilgili çalışmalar hız kazandı. Nihayetinde, 1875 yılında gelindiğinde Fransız Bilim İnsanı Brustlein, çeliklerin paslanmaması için içermesi gereken karbon ve krom miktarını araştırmak için kolları sıvadı. Uzun süren araştırma döneminin sonucunda Brustlein, karbon ve krom miktarının çeliklerin yapısında oldukça önemli bir unsur olduğunu ve bu iki malzemenin oranının, tüm maddeyi etkileyebileceğini gözlemledi.
Fransız Bilim İnsanı Brustlein’in farkında vardığı en önemli noktalardan biri, paslanmaz çelik malzemelerde karbon oranının %0,15’i aşmaması gerektiğiydi. Bu bulgular, günümüzde hala paslanmaz çelik üretiminde temel bilgiler olarak kullanılır.
1900’lü yıllara gelindiğinde, temel bulgular eşliğinde araştırmalarına devam eden bilim insanları, paslanmaz çeliği giderek geliştirdiler ve günümüzdeki direnç formuna ulaşmasında büyük pay sahibi oldular.